Yayınlar

Önce İş Güvenliği

Maden Sektöründe Tehlikeler ve Riskler

Türkiye’de Maden Sektörü

Ülkemizin karmaşık jeolojik ve tektonik yapısı çok çeşitli maden yataklarının bulunmasına olanak sağlamıştır. Dünyada 132 ülke arasında toplam maden üretim değeri itibarıyla 28‘inci sırada yer alan ülkemiz, maden çeşitliliği açısından ise 10‘uncu sırada bulunmaktadır. Başta endüstriyel ham maddeler olmak üzere, bazı metalik madenler, linyit ve jeotermal kaynaklar gibi enerji ham maddeleri açısından ülkemiz zengindir. Ancak birkaç maden dışında dünya ölçeğindeki rezervlerimiz kısıtlıdır. Dünyada üretimi ve ticareti yapılan 90 çeşit maden ve mineralden sadece 13‘ünün ekonomik ölçekteki varlığı henüz saptanamamıştır.

Ülkemiz 50 çeşit madende kısmen yeterli kaynaklara sahipken, 27 maden ve mineralin günümüzde bilinen rezervleri ve kaliteleri ekonomik madencilik için yetersizdir. Ülkemizin, maden kaynakları ve çeşitliliği bakımından kendi kendine kısmen yeterli olan ülkeler arasında yer aldığı söylenebilir. Dünya endüstriyel ham madde rezervlerinin %2,5‘i; kömür rezervlerinin %1‘i; jeotermal potansiyelinin %0,8‘i, mermer rezervlerinin %33’ü ve metalik maden rezervlerinin %0,4‘ü ülkemizde bulunmaktadır. Ülkemizin zengin olduğu madenler arasında ilk sırayı dünya rezervlerinin %72‘sini oluşturan bor mineralleri almaktadır.

Bor dışında trona (doğal soda), kaya tuzu, sodyum sülfat, perlit, ponza, feldspat, bentonit,barit, manyezit, alçı taşı, stronsiyum tuzları, zeolit, sepiyolit, mermer ve doğal taşlar, kuvars, kuvarsit, zımpara taşı gibi endüstriyel ham maddeler ile boksit ve krom gibi metalik madenler ve linyit gibi enerji ham maddeleri ülkemizin zengin kaynaklara sahip olduğu başlıca madenlerdir.

Maden Sektöründe Tehlikeler ve Riskler

Fiziksel Tehlikeler

Yeraltı madenlerinde ortam koşulları olarak sıcaklık ve nem önemli sorunlardır. Yeraltına inildiğinde her 100 metrede sıcaklık 1°C artar. Özellikle derinliği fazla olan madenlerde ortam sıcaklığı 40°C veya üzerinde olabilir. Ağır bedensel çalışma ve ortamın nem doygunluğunun da yüksek oluşu dikkate alındığında, yeraltında termal konfor koşullarının kısa zamanda bozulacağı tahmin edilir ve buna bağlı olumsuz etkilerin ortaya çıkması beklenir. Bunun dışında galeri açılması sırasında delme-patlatma işlemleri nedeniyle gürültü de sorun olabilir.

Gürültünün başka bir nedeni de yeraltındaki materyali yüzeye taşımak için kurulmuş olan sistemdeki motorların çalışması sonucu oluşan seslerdir. Ayrıca, delici cihazları kullananlar açısından vibrasyon etkisi de söz konusudur. Yeraltı madenlerinin karanlık ortamlar olması nedeniyle aydınlatma ile ilgili sorunlar da olabilir. Öte yandan bazı madenler dağlık bölgelerde ve yüksek rakımlı yerlerde olabilir. Bu durumda da hipoksiye bağlı sorunlar yaşanabilir. Kimi zaman da yeraltı kayaçlarından yayılan radon gazı nedeniyle radyoaktiviteye bağlı sorunlar yaşanabilir. Yüksek rakımlı yerlerdeki madenlerde soğuk yönünden sorunlar da olabilir.

Tozlar

Madencilikle ilgili en önemli sorun toz maruziyetidir. Hangi tür madencilik olursa olsun, istenen maden damarına ulaşılıncaya kadar çok miktarda toprak ve kayanın parçalanması ve taşınması zorunluluğu vardır. Bu işlem de tozlu bir işlemdir. Tozun niteliği ve ortamdaki yoğunluğu ile bağlantılı olarak toza bağlı solunum sistemi rahatsızlıkları veya diğer etkiler görülebilir. Kömür madenlerine özel olan toz, kömür tozu olmakla birlikte, bu maden ocaklarındaki yan kayaçlarda bulunan silis nedeniyle silis tozu maruziyetine bağlı sorunlar görülür.

Kimyasal Tehlikeler

Madencilikte kimyasal madde kullanımı söz konusu değildir. Ancak madenler içinde bulunan metan gazı, madenlerde büyük bir tehlike kaynağıdır. Özellikle kömür madenlerinde fosil ürünü olarak oluşan metan gazının ortamdaki yoğunluğu %5-%15 dolayında olduğunda patlama meydana gelir. Madencilik sektöründe “grizu” olarak da bilinen bu gazın patlaması,  madenlerde meydana gelen felaketlerin en önemli nedenidir. Bunun dışında madenlerde kendiliğinden veya bazı işlemler sonucunda da çeşitli gazlar oluşabilir.

Biyolojik Tehlikeler

Toprakta bulunan bazı mikroorganizmalar ve parazitlere bağlı biyolojik sorunlarla karşılaşılabilir. Yer altında madenciler dar mekanlarda kalabalık şekilde bulunur ve çalışırlar. Bu yakın temas nedeniyle pek çok enfeksiyon hastalığının kişiler arasında yayılma olasılığı vardır. Ayrıca yeraltında kancalı kurt yumurtaları bulunabilir ve yumurtaların vücuda girmesi ile parazit enfestasyonu olabilir. Ancak su geçirmeyen botların kullanılmaya başlamasından sonra bu sorun büyük ölçüde azalmıştır. Öte yandan fare idrarı ile kontamine olmuş sulardan Leptospira enfeksiyonu geçme olasılığı da söz konusu olabilir. Ayrıca tetanoz riski de bulunmaktadır.

Ergonomik Tehlikeler

Madenlerde termal konfor, aydınlatma, havalandırma vb. koşulların yetersizliği ve ağır bedensel aktivite zorunluluğu önemli ergonomik sorunlar yaratır. Ayrıca yeraltında dar alanlarda uygun olmayan vücut postürü ile çalışma zorunluluğu, ağırlık kaldırma ve taşıma gibi çeşitli ergonomik problemler de olabilir.

Kaza Riskleri

Herkes tarafından bilindiği gibi madenlerde yaşanan patlamalar, yangınlar ve göçükler gibi büyük kazalar, felaketlerle sonuçlanmakta ve onlarca insanın ölümüne neden olmaktadır. Her ne kadar günümüzde kullanılan teknolojiler bu tip kazaları önleme konusunda oldukça büyük yol almış olsa bile madencilik, kaza ve ölüm riskinin en yüksek olduğu sektörlerin başında gelmektedir. Madenlerde kullanılan taşınabilir makineler, dizel benzin ve hidrolik sıvılar içermekte olup; bunlar patlayıcı ve yanıcıdır. Elektrikli aletler ve dizel motorlar ise ateşleme ve yanma için birer kaynaktır. Yanabilme ve patlayabilme özelliğine sahip bu maddelerle, bunları ateşleyecek olan ekipmanların birlikte bulunması oldukça risklidir.

Bunlarla birlikte bu yanıcı maddelerin yanında sigara içilmemeli, ateş yakılmamalı ve makinelerin aşırı ısınarak kısa devre yapması engellenmelidir. Tersi durumda, patlamalar ve yangınlar kaçınılmaz olacaktır.

Kömür madenlerinde ise yukarıda anlatılan risklerin hepsi vardır ve bir de metan ve kömür tozu gibi alev alan ve patlayabilen tozlar ve gazlar ortamda bulunur. Metan diğer madenlerde de bulunmakla birlikte yerel cebri çekişli havalandırma ile seyreltilebilir ve yoğunluğu azaltılmak yoluyla tehlikesi sınırlandırılabilir. Kömür madenlerinde, kömür tozunun oluşmasını engellemek için, her türlü önlemler alınmasına karşın yine de patlama kaçınılmaz olabilir. Yerde 0,012 mm kalınlığında bile oluşacak kömür tozu havada asılı kalırsa patlamaya neden olur. Bu gerçekten çok büyük bir risktir. Ancak dolomit, alçıtaşı ve kireçtaşı gibi alevlenmeyen maddeler toz haline getirilerek yere serpilirse patlama riski azaltılmış olur. Bütün bu yanma ve patlama risklerini azaltmak konusunda alınabilecek yukarıda sayılan önlemlerle birlikte sızıntı olduğu zaman uyarı veren cihazlar, alevlenme olduğu zaman yangını anında haber veren ve müdahale eden otomatik yangın söndürücü sistemlerin kullanılması hem kazaları önleme hem de can kurtarma konusunda büyük bir öneme sahiptir.

 

Madencilik Sektöründe Meslek Hastalıkları

Kimyasal Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar

Kristal kuvars (silis tanecikleri) madenlerde ve taş ocaklarında çalışanların en çok karşı karşıya kaldıkları tozdur. İçinde silis bulunan taşlar kırıldığında, parçalandığında ve ufalandığında solunabilir silis tozları ortaya çıkar. Bu işlemler yapılırken dibe doğru derin çukurlar açılır ve bunun için ister elle olsun ister büyük makineler yardımıyla olsun toprak kazılır. Bu sırada ortaya bol miktarda silis tozu çıkar. Bunun solunması gerçekten çok tehlikelidir. Belirli bir süre (miktarına bağlı olarak aylar ya da yıllar) boyunca bu toza maruz kalınırsa silikoz adı verilen bir tip pnömokonyoz gelişir. Tüberküloz, akciğer kanseri ile artrit gibi otoimmün hastalıklara da neden olmaktadır. Silis tozu, toprak yeni kazıldığında çok daha tehlikelidir. Daha önce ortaya çıkmış ve bir yerde kalmış silis tozunun yeniden solunması yeni kazılarak taşlardan ortaya çıkan taze tozun solunması kadar tehlikeli değildir.

Solunabilir kömür madeni tozları da son derece tehlikelidir. Bu tozların içinde silika, kireç ve kil de bulunur. Madencilik operasyonları sırasında kullanılan makineler ve teknikler ortamda sürekli olarak tozun bulunmasına neden olmaktadır. Ayrıca madenlerin yerin altında olması ve çalışılan alanın dar olması bu tozlarla teması arttırmaktadır. Bu tozlara maruz kalmanın sonucunda kömür madencileri pnömokonyozu oluşur. Bu tozları yoğun olarak solumak kronik bronşit ve amfizem hastalıklarına neden olabilir.

 

Fiziksel Tehlikelerden Kaynaklanan Hastalıklar

Madencilik sektöründe birçok makine kullanılmaktadır. Bu makineler yaptıkları iş gereği oldukça yüksek seviyede gürültü çıkartmaktadırlar. Ayrıca madenlerin yerin altında, derinlerde olma durumunda ise kapalı ortam, gürültünün açık havada olduğu gibi yayılmasını engellemekte ve kulaklar için ciddi tehditler oluşturabilmektedir. İyonize radyasyon da madencilik sektöründe var olan önemli tehlikelerden biridir. Radon, madenlerde sert kayalıkları kazmak için kullanılan patlatıcıların, taşları eritmesiyle ortaya çıkabilir. Ayrıca madenlerin derinliklerine sızmış da olabilir. Radon, bir gaz olduğu için solunması ve uzun süreler maruz kalınması durumunda akciğer kanserine neden olabilir çünkü radon kanserojendir. Isı da madencilik sektörü için önemli risklerden biridir. Madenlerde her 100 metrede ortam ısısı 1°C yükselmektedir. Dolayısıyla bazı derin madenlerde duvarların sıcaklığı 40 dereceye kadar yükselmektedir. Buna ek olarak, kullanılan makinelerin yaydığı ısı da ortamın sıcaklığını arttırmaktadır. Havalandırma koşullarının kötü olması ve nemli ortamın hissedilen ısıyı arttırması bir de işçilerin dar alanda çalışırken terlemeleri durumu iyice kötüleştirmektedir. Aynı zamanda bazı madenlerde 4000-5000 metre gibi çok yükseklerdedir. Buralarda çalışan madencilerde ise düşük hava basıncına bağlı yükseklik hastalığı görülür.

Kaynak: Neden İş Güvenliği

Cevap Bırakın

12 + 15 =

×